Türkiye'de Pazar günü gerçekleştirilen ve ikinci tura kalan Cumhurbaşkanlığı seçimleri Alman basınında geniş yer almayı sürdürüyor. Alman gazeteleri, 28 Mayıs'ta yapılacak ikinci tur seçime Erdoğan'ın çok daha avantajlı bir şekilde girdiği konusunda hemfikir. Dikkatler, Ata İttifakı adayı Sinan Oğan'ın kimi destekleyeceği ve Kılıçdaroğlu'nun başarı şansı olup olmadığına odaklanıyor.

Handelsblatt gazetesi, küçük ittifak partilerine sandalye dağıtarak mecliste de güç kaybeden CHP'nin, seçimin en büyük kaybedeni olduğu yorumunda bulunuyor:

"Altı partiden oluşan muhalefet ittifakının HDP'den destek alması, oyları artıracağı için başlangıçta pek çok siyasi gözlemci tarafından akıllıca bir hamle olarak yorumlandı. Gerçekte ise pek çok milliyetçinin muhalefete oy vermemesine neden oldu… Seçimler öncesinde Kürtlerin ve seçimlerde ilk kez oy kullanacak beş milyon genç seçmenin belirleyici olacağı söyleniyordu. Şimdi ise belirleyici güç, ultra milliyetçi Sinan Oğan. Şurası açık: Muhalefetin en önemli seçim vaadi olan, Erdoğan'ın başkanlık sisteminin kaldırılması vaadi suya düştü. Muhalefet, bunun için gerekli beşte üçlük meclis çoğunluğunun çok uzağında. Seçimin en büyük kaybedeni, Kılıçdaroğlu'nun CHP'si oldu. Beklenenden ve muhalefete yakın anket şirketlerinin tahmin ettiğinden çok daha kötü bir sonuç aldı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde destek karşılığı ittifakta yer alan küçük partilere vaat ettiği sandalyeler nedeniyle meclisteki sandalyelerinin beşte birini de kaybetmiş oldu. Bu küçük partilerin oyları yüzde 2'yi bile bulmamasına rağmen."

Ulm kentinde yayımlanan Südwest Presse gazetesinin yorumu ise şöyle:

"Ekonomideki kötü gidişatın devam etmesi durumunda Türkiye şimdiye kadar görülmemiş boyutta gerilimlerle karşı karşıya kalabilir. Batı ise yaklaşan felaketi şaşkın ama çaresiz bir şekilde izleyecektir. Türkiye'nin NATO üyesi olması Ankara için hep bir şantaj potansiyeli oluşturmuştur. Türkiye coğrafi ve askerî açıdan son derece önemli bir ülke. Bu nedenle Brüksel ve Washington tam bir ihtilaf riskine giremez. Erdoğan'ın Putin muamelesi görmekten korkmaması için bir neden de Suriyeli sığınmacılar. Bu sayede Kürtlere karşı savaş yürütmek için komşu ülkelere asker de gönderebiliyor. Şunu açıkça söylemek lazım: Erdoğan'ın bu kadar uzun süre iktidarda kalabilmesinde AB ve NATO ülkelerinin de sorumluluk payı var."

Berliner Morgenpost gazetesi ise Erdoğan'ın ikinci tura çok daha avantajlı girdiği değerlendirmesinde bulunuyor:

"Erdoğan yüzde 50'ye ulaşamamasına ve seçimlerin ikinci tura kalmasına rağmen rakibi Kılıçdaroğlu'nun dinamiğini bozmayı başardı. Erdoğan'ın ikinci tura belirgin avantajlarla gitmesini sağlayacak açık nedenler var. Ultramilliyetçi Ata İttifakı'nın adayı Sinan Oğan'ın oyu yüzde 5'i buldu. Seçmenlerinin büyük bölümü ikinci turda Erdoğan'a oy verebilir. Bunun dışında Erdoğan'ın hükümet koalisyonu meclis seçimlerinde mutlak çoğunluğu sağladı. Tüm bunlar Kılıçdaroğlu açısından dezavantaj. Kılıçdaroğlu'nun 28 Mayıs'ta zafer kazanması için küçük bir mucizeye ihtiyacı var."

Augsburger Allgemeine gazetesi ise Kılıçdaroğlu'nun Oğan'ın desteğini almak için HDP'den vazgeçmesinin mümkün olmadığı değerlendirmesinde bulunuyor.

"Seçim sonucunda muhalefetin de suçu var. Zaferden o kadar eminlerdi ki, sağ seçmenden vazgeçebileceklerini düşündüler. Pazar günü bunun intikamı alındı. Erdoğan'a eleştirel bakan milliyetçi Sinan Oğan oyların yüzde 5'ini aldı ve ikinci turda Erdoğan'dan da Kılıçdaroğlu'ndan da tüm Kürt partilerin devre dışı bırakılmasını ve 3,6 milyon Suriyeli sığınmacının ülkelerine gönderilmesini talep edecek. Bu, Kılıçdaroğlu için imkansız, çünkü Kürtlerin oyu olmadan kazanamaz."

Kaynak: DW