Tansiyonun varlığı, vücudun yapı taşlarını oluşturan hücrelere oksijen ve diğer gerekli maddeleri taşıyan kan dolaşımını mümkün kılıyor. Ancak zaman içerisinde damarlara sürekli gerektiğinden fazla bir güç uygulandığı durumda, damar çeperini oluşturan dokular gereğinden fazla geriliyor. Yüksek tansiyon olarak adlandırılan bu durum çeşitli sağlık sorunlarına yol açıyor. <p class="p1"><span class="s1">Acıbadem Adana Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur, yüksek tansiyon ve sebep olduğu sağlık sorunları hakkında önemli bilgiler verdi. </span></p> <p class="p1"><span class="s1"><b>"BAŞ AĞRISI VE BULANTININ SEBEBİ YÜKSEK TANSİYON OLABİLİR" </b></span></p> <p class="p1"><span class="s1">Prof. Dr. Batur, yüksek tansiyon belirtilerinin çoğu zaman yeterince belirgin olmadığını, pek çok kişi yüksek tansiyon sorunu olduğunu ancak hastanın rutin bir kontrol ya da farklı bir şikayet için gittiği hekim muayenesi sırasında bunu öğrendiğini söyledi. Batur, ciddi bir baş ağrısı, bulantı, kusma, baş dönmesi, görme bozukluğu veya burun kanaması şikayetlerinin sık olması durumunda vakit kaybedilmeden bir kardiyoloji uzmanına danışılmasını öneriyor. Tansiyon probleminin erken dönemde belirlenerek tansiyonu düşürmeye yönelik bir tedavi sürecinin başlatılması, ileride oluşabilecek kalp-damar, böbrek hastalıkları ve olası bir felç riskinden korunmak için önem taşıyor. </span></p> <p class="p1"><span class="s1"><b>AĞRI KESİCİLERE DİKKAT </b></span></p> <p class="p1"><span class="s1">Yaş ilerledikçe yüksek tansiyonun kadında da erkekte de görülme ihtimalinin arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Batur, “Orta yaşlı kişilerde ve fazla kilolularda görülme sıklığı daha fazla olan yüksek tansiyonun oluşumunda, genetik faktörler önemli bir etken oluşturuyor. Bunların yanı sıra sigara ve alkol tüketen, hareketsiz yaşam tarzı süren, özellikle ağrı kesici ilaçları çok fazla kullanan kişilerde de yüksek tansiyon görülme ihtimali artıyor” dedi. </span></p> <p class="p1"><span class="s1"><b>ERKEN TANI İLE İLAÇSIZ TEDAVİ MÜMKÜN </b></span></p> <p class="p1"><span class="s1">Kişinin yüksek tansiyon problemi olduğu anlaşıldıktan sonra bir kardiyoloji uzmanına başvurması ve ne gibi bir risk altında olduğunu öğrenmesi gerekiyor. Henüz erken bir dönemse, yaşam tarzında yapılacak birkaç değişikliğin tansiyonu kontrol altında tutmak için yeterli olacağını söyleyen Prof. Dr. Batur, bu dönemde çoğunlukla ilaç kullanılmasının gerekmeyeceğini belirtiyor. </span></p> <p class="p1"><span class="s1"><b>ARKADAŞ ÖNERİSİYLE İLAÇ KULLANMAYIN </b></span></p> <p class="p1"><span class="s1">Yüksek tansiyon problemi erkenden fark edilmemişse, tedavisi için doktorun önerdiği ilaçların kullanılması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Batur, başkalarının önerdiği veya kullandığı değil; doktorun önerdiği ilaç ya da ilaçların alınması gerektiğini özellikle vurguluyor. Kullanılan ilaçların yan etkileri sebebiyle birtakım şikayetler oluşursa, durumun doktorla paylaşılarak gerekirse ilaç değişiminin sağlanması öneriliyor. </span></p> <p class="p1"><span class="s1"><b>TUZDAN UZAK DURUN </b></span></p> <p class="p1"><span class="s1">Yüksek tansiyondan korunmak için başta beslenme şekli olmak üzere hayat tarzının değişmesi gerektiğini de belirten Prof. Dr. Batur, “Bu şekilde kişinin yaşam kalitesi de artıyor. Hazırlanan diyet programlarının içerisinde en önemli unsuru tuz tüketim miktarını kontrol altına alarak mümkün olan en az seviyeye çekmek oluşturuyor. Yüksek tansiyon hastalarının ayrıca; fazla kiloları vermesi, doktorun verdiği ilaçları aksatmadan alması ve düzenli olarak spor yapması öneriliyor” dedi. </span></p> <p class="p1"><span class="s1"><b>YÜKSEK TANSİYON RİSKİNİ ARTIRAN DURUMLAR </b></span></p> <p class="p1"><span class="s1">Prof. Dr. Mustafa Kemal Batur, yüksek tansiyon riskini artıran durumları şöyle açıklıyor: </span></p> <p class="p1"><span class="s1">“Obez olmak, yoğun stres altında ve kaygılı olmak, fazla alkol tüketimi, çok tuzlu yemekler yemek, ağrı kesici ilaçlar, sigara kullanmak, ailede yüksek tansiyon öyküsü olması.” </span></p>