Jina Mahsa Amini'nin ailesi, ölümünün birinci yıldönümüne yaklaşık bir hafta kala Instagram üzerinden yaptığı paylaşımda, 16 Eylül'de Mahsa'nın mezarı başında dinî bir anma töreni düzenleyeceklerini duyurdu. Mahsa'nın ailesi, son bir yıldır güvenlik güçleri tarafından sıkı gözlem altında tutuluyor.

Güvenlik güçleri sadece aileyi izlemekle kalmıyor. Bir yıl önce olduğu gibi protestolara yol açabileceğinden, insanların bir araya gelmesini önlemek için ülkedeki pek çok mezarlıkta da tedbirler alıyor. Kurbanların aileleri büyük baskı altında.

Jina Mahsa Amini'nin mezarı

Jina Mahsa Amini'nin mezarıFotoğraf: UGC

İnsan hakları aktivisti Şiva Nazar Ahari, DW'ye yaptığı açıklamada, "Kurbanların aile bireylerine yönelik böylesine yaygın tutuklama ve gözaltılara daha önce hiç tanık olmamıştık" diyor ve ekliyor: "Şimdiye kadar 40'tan fazla kurban yakını tutuklandı ve bu sayı her geçen gün artıyor. Siyasi ve sosyal aktivistler ya hapiste ya sorgulanıyor ya da tehdit ediliyor. Bu yöntemler belki protestoların devam etmesini geçici olarak engelleyebilir."

Nazar Ahari İran İnsan Hakları Komitesi'nin bir üyesi. Ülkesinde defalarca tutuklanıp cezaevinde girdi. Ekim 2018'den bu yana ise Slovenya'da yaşıyor.

1979'dan beri en büyük protesto hareketi

Jina Mahsa Amini, geçen yıl başkent Tahran'a yaptığı bir gezi sırasında, "başörtüsünü kurallara uygun şekilde takmadığı" gerekçesiyle ahlak polisi tarafından karakola götürüldü. İran'da kadınların kamusal alanda başörtüsü takması zorunlu. Jina Mahsa Amini, birkaç saat sonra ise polis gözetiminde hastaneye götürüldü. O esnada genç kadının baygın hatta ölmüş olabileceğinden şüpheleniliyor. Üç gün sonra, 16 Eylül'de yapılan resmî açıklamada ise Mahsa'nın öldüğü duyuruldu.

Jina Mahsa Amini'nin memleketi olan İran'ın batısındaki Kürt kasabası Sakkız'daki cenaze töreni sırasında başlayan protestolar, hızla ülke geneline yayıldı. Çoğunluğu genç kadınlardan oluşan protestocular, başörtülerini çıkararak eylem yaptı. Tüm gösterilerde "Kadın, yaşam, özgürlük" sloganı atıldı. Giderek geniş bir katılımın olduğu mitingler, 1979'da İslam Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bu yana en büyük ve en uzun soluklu protestolara dönüştü. Tahran hükümeti, buna büyük bir baskı ve şiddetle karşılık verdi. Kesin rakamlar bilinmemekle birlikte, bağımsız insan hakları örgütlerine göre, İran'da güvenlik güçleri 16 Eylül 2022 ile Ocak 2023 sonu arasındaki protestolarda 17'si çocuk olmak üzere en az 527 göstericiyi öldürdü.

Sistematik baskının sembolü olarak başörtüsü

İnsan hakları aktivisti Şiva Nazar Ahari, bu protestoların İran toplumundaki siyasi ve sosyal yapıyı kalıcı olarak değiştirdiğine inanıyor.