İKİ oturumdan oluşan panelde; Ontario Teknik Üniversitesi ve Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi, Hidrojen Teknolojileri Derneği Başkanı, TÜBA Enerji Çalışmaları Grubu Yürütücüsü Prof. Dr. İbrahim Dinçer, Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Volkan Ediger, The London Energy Club Başkanı ve İngiltere Global Resources Partners Group İcra Kurulu Başkanı Mehmet Öğütçü ve Johannes Kepler Üniversitesi Fizokimya Kürsüsü ve Enstitüsü Başkanı Ordinaryus Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi konuşmacı olarak yer aldı. Panele, Yaşar Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Yiğitbaşı, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cemali Dinçer, İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Yatırım Destek Ofisi Koordinatörü Murat Çelik başta olmak üzere akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

‘Türkiye, Avrupa’nın hidrojen rafinerisi olabilecek kapasitede’

TÜRKİYE AVRUPA’NIN HİDROJEN RAFİNERİSİ OLABİLECEK KAPASİTEDE

“Türkiye İçin Hidrojen Çiftliği Raporu”nu yayınladığını anlatan Prof. Dr. Dinçer, “Türkiye için hidrojen çiftlikleri konseptini çalıştık. Kaynaktan hedef ürün hidrojene gitmeye çalıştık. 81 ili dikkate aldık. En fazla üretimi gerçekleştirebilecek 10 şehir; Erzurum, Van, Konya, Sivas, Kayseri, Ankara, Şanlıurfa, Erzincan, Antalya ve Kars oldu. Bu illerin gerekli ihtiyaçlar karşılandıktan sonra yılda 614.21 milyon ton hidrojen üretme potansiyeli var. Türkiye bu noktada Avrupa’nın hidrojen rafinerisi olabilecek kapasitede.” dedi.

‘Türkiye, Avrupa’nın hidrojen rafinerisi olabilecek kapasitede’

‘YENİ BİR ENERJİ SİSTEMİ OLUŞTURMALIYIZ’

Kadir Has Üniversitesi Enerji ve Sürdürülebilir Kalkınma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Volkan Ediger ise enerji kaynaklarının değişiminin ana dinamiklerini anlatarak “Türkiye yeni çağda yenilenebilir enerji kaynakları açısından çok önemli fırsatlara sahip. Çin yenilenebilir enerji konusunda 391 bin patent almış, bu tüm dünyadakileri patenlerin yüzde 50’si demek. Amerika 107 bin patent almış, Türkiye’de ise yalnızca 703 patent var. Biz enerjinin yüzde 75’ini dışarıdan alan bir ülkeyiz, bu kadar dışa bağımlı olarak 21’inci yüzyılda başarılı olma şansımız yok. Bunu el birliğiyle indirmemiz lazım” diye konuştu.

‘Türkiye, Avrupa’nın hidrojen rafinerisi olabilecek kapasitede’

‘KRİTİK MİNERALLER GELECEĞİMİZİ ETKİLEYECEK’

The London Energy Club Başkanı ve İngiltere Global Resources Partners Group İcra Kurulu Başkanı Mehmet Öğütçü ise
‘Enerji, Yatırım ve Jeopolitikada Oyun Değiştirici Yeni Dinamikler’ konusuna da değinerek şunların altını çizdi: “Doğalgazda yüzde 98, petrolde 93, kömürde yüzde 50’nin üzerinde dışa bağımlıyız. Enerjimizin ortalama yüzde 75’i dışarıdan geliyor. Bunun için dünya petrol, gaz ve kömür piyasaları bizi derinden etkileme potansiyeline sahip. Önümüzdeki dönemde kritik mineraller dediğimiz, lityum, kobalt, nikel bizim geleceğimizi en az petrol, kömür kadar etkileyecek. Çünkü elektrikli araçlarda yenilenebilir enerjiyi üreten aksamın önemli bir kısmı nadir topraklar ve kritik minerallerde. Bunların arz güvenliği önemli hale gelecek. Kritik minerallerin büyük bir kısmı Çin’de. Çin aynı zamanda elektrikli araç üretim kapasitesinin yüzde 90’ını elinde tutuyor. Fosil yakıtlara bağımlılığımızı azaltalım derken bu defa yeni enerjilerde ve teknolojilerde Çin’e bağımlılık artmaya başlıyor. Öyle bir dünyadayız ki bağımlılığın sona ermesi mümkün değil. Önemli olan bu bağımlılığı kazan-kazan yöntemlerle yönetmek.”

‘Türkiye, Avrupa’nın hidrojen rafinerisi olabilecek kapasitede’

“TÜRKİYE’NİN İSTİKBALİ VE İSTİKLALİ GÜNEŞ ENERJİSİNDEDİR”

2020’de Selçuk Yaşar Ödülü’nü alan Ordinaryus Prof. Dr. Niyazi Serdar Sarıçiftçi de güneş enerjisinin kullanım alanlarını aktararak “Önümüzdeki 100 senede dünya 6-7 derece ısınacaksa bu politik bir sorundan ziyade tüm insanlığın geleceği için çok büyük bir problem. Doğal fotosentezin suni olarak yapılabilmesi konusunda çalışmalar yaptık. Dünyanın geleceği açısından önem taşıdığını düşünüyorum. Şu anda karbondioksitten metan üretme tesisi yapıldı. Hidrojen üretip karbondioksitle birleştirdiğin zaman ekzotermik reaksiyon ile metan gazına dönüşüyor. Enerjide en büyük potansiyel güneş enerjisinde var. Dünya’ya 170 bin terawatt güneş enerjisi geliyor, insanlar 17 terawattı kullanıyor. Bu enerjiyi depolamak lazım. Başka bir yerde kullanmak istiyorsanız bu enerjiyi taşımanız lazım. Taşınılabilir bir yakıt elde edebilirseniz ikisini aynı anda çözebilirsiniz. Türkiye’nin istikbali ve istiklali güneş enerjisindedir” diye konuştu.