Almanya'da nüfusun yaşlanmasıyla giderek artan nitelikli iş gücü açığı kapatılamıyor. Hükümetin yabancı kalifiye personeli ülkeye çekmek ve Almanya'yı uluslararası istihdam piyasasında daha cazip hale getirmek üzere yaptığı yasal düzenlemeler de henüz büyük bir etki göstermedi. Bunun en önemli nedenlerinden biri, ülkede son dönemde aşırı sağın siyasi yükselişiyle de gündemden düşmeyen yabancı düşmanlığı.

Alman şirketleri, yurt dışından nitelikli eleman bulmakta zorlandıklarını, gelenler arasında da Almanya'daki koşulları beğenmeyerek bir süre sonra istifa edip ülkeyi terk edenlerin olduğunu belirtiyor.

Güneş enerjisi alanında faaliyet gösteren SolarWatt firmasının yöneticisi Detlef Neuhaus, iki yabancı çalışanının kendilerini Almanya'da artık huzurlu ve güvende hissetmedikleri için ülkeyi terk ettiğini anlatıyor. Neuhaus, "Bunlar ülkedeki bunaltıcı havanın doğrudan etkileri. Bu iki vakada çalışanlara yönelik somut bir tehdit durumu yoktu ama ülkedeki havanın sertleşmesi etkili oldu" diyor.

Kimya şirketi CAC Engineering de son 12 ayda yabancı 40 çalışandan 5'inin ayrımcılık ve yabancı düşmanlığı nedeniyle istifa ettiğini belirtiyor. Şirketin idari müdürü Jörg Engelmann, "Elimizden gelen ne varsa yapıyoruz. Ama bodyguardlık yapamayız. Toplumda bir kesim, bu kişilerin Almanya'ya gerçek bir katkı sağlamak üzere gelmiş yabancı nitelikli iş gücü olduğunu göremiyor" diye konuşuyor.

Chemnitz kentindeki yazılım şirketi FDTech'in yöneticisi Karsten Schulze de şirkette istifa eden yabancı kalifiye elemanlar bulunduğunu anlatıyor. Schulze, "Evet, burada bir yabancı düşmanlığı sorunumuz var. Ama sadece Saksonya'da, Chemnitz'de değil, tüm Almanya'da, ve hatta tüm Avrupa'da" diyor.

24 Nisan: Biden 1915 olaylarını yeniden 'soykırım' olarak tanımladı 24 Nisan: Biden 1915 olaylarını yeniden 'soykırım' olarak tanımladı

Almanya'da bir laboratuvarda çalışan iki Afrikalı laborant

Almanya'da bir laboratuvarda çalışan iki Afrikalı laborantFotoğraf: Thomas Imo/photothek/picture alliance

Chemnitz'deki bir başka yazılım firması Community4You'da ise bazı yabancı çalışanlar, Almanya'nın başka bölgelerine taşınmayı tercih etmiş. Bu kişilerden biri de günlük işleyişten sorumlu müdür pozisyonundaki Lavinio Cerquetti. İtalyan müdür, "Chemnitz'de bazen daha dikkatli olmam gerektiği hissinin yabancı olmamla da bağlantılı olduğu hissine kapılıyordum" diyor. Cerquetti, daha kozmopolit olduğunu düşündüğü Leipzig yakınında bir yere taşınmış.

Almanya'nın itibarı zarar görüyor

Enformasyon teknolojileri (IT) alanındaki iş gücüne aracılık yapan Who Moves şirketinin yöneticisi Deniz Ateş, Almanya'da aşırı sağın siyasi yükselişinin ülke dışında da yakından takip edildiğine işaret ediyor. Geçen yıl Hindistan'da bir bilgilendirme etkinliğinde kendisine ilk kez Almanya'da aşırı sağın yükselişiyle ilgili sorular sorulduğunu belirten Ateş, bazı katılımcıların Almanya'nın kendileri için artık bir seçenek olmadığını belirttiğini aktarıyor. Ateş, iş başvurusundaki en önemli faktörün kendini güvende hissetmek ve memnuniyetle karşılanmak olduğunu vurguluyor.

Hint avukat Romy Kumar, her yıl birkaç ayını geçirdiği Avrupa'ya tamamen taşınma planlarını, yabancı düşmanlığındaki yükseliş nedeniyle rafa kaldırmış. Kumar, "Bu durum, bir sonraki uçağa atlayıp orada bir şeyler kurmak için riske hazır olma hissini törpülüyor. Bu nedenle şimdi işi yavaşa alıyorum, durumun ne yöne gideceğini tahmin etmeye çalışıyorum" diyor.

Yabancı düşmanlığı da iş gücü açığı da artıyor

Alman İçişleri Bakanlığı verilerine göre, yabancı düşmanlığı kaynaklı suç vakalarının sayısı 2013-2022 yılları arasında üç kattan fazla artarak yılda 10 bin vakaya yükseldi. Aynı zamanda nüfustaki yaşlanma nedeniyle Alman istihdam piyasasındaki nitelikli iş gücü açığı, resmi tahminlere göre 2035'te 7 milyon kişiye yükselecek.

Symbolbild Migration Fachkraft Facharbeiter

Fotoğraf: Thomas Koehler/photothek/picture alliance

Aşırı sağ eğilimi Almanya'nın doğu eyaletlerinde daha güçlü bir şekilde gözleniyor. 1990 yılında Almanya'nın yeniden birleşmesinin ardından pek çok şirket kepenk indirmiş, genç nüfusun büyük bir bölümü batı eyaletlerine göç etmişti. O dönemden bu yana Chemnitz kentinin nüfusu yüzde 20 azalarak 250 bine geriledi, yabancı oranıysa yüzde 2'den yüzde 14'e yükseldi.

Chemnitz Belediyesi sözcüsü Matthias Nowak, kliniklerdeki personelin yüzde 40'ının göçmen olduğu örneğini vererek yabancı iş gücünün kitleler halinde kenti terk etmesinin kentte yıkıma yol açacağı uyarısında bulunuyor.

Doğu eyaletlerinde Chemnitz gibi diğer şehirlerde de her hafta milliyetçi şarkıların söylendiği gösteriler düzenleniyor, katılımcılar mültecilere yapılan maddi yardımlardan, nüfusun "yabancılaşmasından" şikayet ediyor.

AfD toplumdaki endişelerden besleniyor

Toplumdaki bu şikayetlerden en kârlı çıkansa aşırı sağcı Almanya için Alternatif (AfD) partisi. Bu yıl üç doğu eyaletinde yapılacak seçimlerden AfD'nin en güçlü parti olarak çıkması mümkün. Ocak ayında araştırmacı gazetecilik ağı Correctiv'in yayınladığı bir haber büyük yankı uyandırmış, gözleri yeniden AfD'ye çevirmişti. Haberde, AfD yöneticilerinin de katıldığı bir özel toplantıda yabancıların kitleler halinde ülkeden gönderilmesine yönelik bir planın tartışıldığı belirtiliyordu.

Almanya'da sadece küçük ve orta ölçekli işletmeler değil, büyük şirketler de aşırı sağın yükselişinin yarattığı korkudan endişeli. AfD ise aşırı sağın yabancı iş gücünü kaçırması ile ilgili endişeleri paylaşmıyor. Reuters'ın konuyla ilgili sorusunu yanıtlayan AfD, Almanya'nın nükleer enerjiyi terk ederek yenilenebilir enerjiye yönelmesiyle daha da artan enerji fiyatlarına işaret ederek hükümeti, dikkatleri kendi yarattığı sorunlardan uzaklaştırmak için AfD'yi günah keçisi olarak kullanmakla suçluyor.