Suriye'de muhaliflerin kontrolündeki Doğu Guta ve İdlib bölgelerinden gelen haberlerde hava saldırılarının ardından çok sayıda kişinin nefes almakta zorluk çektiği, onlarca kişinin zehirli gazdan etkilendiği belirtiliyor.

Son olarak Fransa Dışişleri Bakanı Jean-Yves Le Drian da "Tüm emareler klor gazı kullanımına işaret ediyor" dedi.

Le Drian, kjlor gazının Suriye ordusu tarafından kullanıldığını söylüyor.

Şam yönetimiyse iddiaları reddediyor ve düzenlenen hava operasyonlarında herhangi bir kimyasal silahın kullanılmadığını savunuyor.

Birleşmiş Milletler savaş suçlarını araştırma komisyonu, klor gazı iddialarını incelemeye almış durumda.

Özellikle İdlib'e bağlı Sarakeb kasabası ile Şam'a bağlı Doğu Guta'nın Duma bölgesinden gelen klor gazı kullanımı iddiaları inceleniyor.

Bomba

Suriye ordusuna ait savaş uçaklarından atılan bombaların klor gazı taşıdığı iddia ediliyor. Şam yönetimi ise iddiaları reddediyor.

Suriyeli muhaliflere yakın Londra merkezli Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, Pazartesi ve Salı günlerinde Doğu Guta'da düzenlenen hava saldırılarında en az 93 kişinin öldüğünü aktardı.

Gözlemevi'nden yapılan açıklamada, "Suriye'de güvenli bir yer kalmadı. Bilinmesi gereken tek bir şey var: Güvenli bir yer yok" dendi. 

Suriye haritası

Kasım'dan bu yana insani yardım gitmedi

Birleşmiş Milletler (BM) ise son dönemde bombardımanların şiddetlenmesi üzerine Suriye genelinde ateşkes çağrısı yaptı.

BM açıklamasında Suriye ordusunun kuşatması altında olan Doğu Guta'daki sivillere Kasım 2017'den bu yana yardım ulaştırılamadığı vurgulandı ve "Tüm tarafların devam eden saldırganlığı, onlarca sivilin hayatını kaybetmesine yol açıyor" dendi.

BM açıklamasında İdlib'deki sivillerin de çatışmalar nedeniyle sürekli yer değiştirmek zorunda kaldığı ifade ediliyor.

İdlib'de yaklaşık 2 milyon sivilin yaşadığı, 1 milyon kişinin ise evlerini terk etmek zorunda kaldığı sanılıyor.

BM'nin Bölgesel Yardım Koordinatörü Panos Moumtzis, Suriye ordusunun Aralık ayında başlattığı son İdlib harekâtı nedeniyle 300.000 kişinin daha evlerini terk ettiğini vurguluyor ve "Bu insanları nereye yerleştireceğimiz konusunda fazla seçeneğimiz kalmadı" diyor.