Dünya Sağlık Örgütü'ne (DSÖ) üye 194 ülkeden üst düzey temsilcilerinin katılımıyla dün başlayan Dünya Sağlık Kurulu'nun yıllık toplantısına koronavirüs salgını nedeniyle yaşanan kamplaşma damgasını vurdu. Maerkische Oder Zeitung, DSÖ ile ilgili yaşanan tartışmaları yorumluyor:

“Donald Trump yönetimindeki ABD, Çin'i korona krizini başlangıçta gizli tutmakla suçluyor. Çin'e yönelik suçlamalar reddedilmediği için Dünya Sağlık Örgütü de kendisine yöneltilen eleştirel sorulara katlanmak durumunda kalıyor. Şimdi akıllara gelen soru şu: Bu koşullar altında ve tüm ağır ithamlara rağmen DSÖ asıl görevi olan dünya genelinde sağlık çalışmalarının koordinasyonunu, mevcut durumda da korona pandemisiyle mücadeleyi gerektiği gibi sürdürebilir mi? Aslında DSÖ de Birleşmiş Milletler sisteminin bir yansıması. Bu sistem sadece üyelerinin işbirliği yapmaya istekli olduğu ölçüde çalışır. İşte sorun da burada.”

Pandemi nedeniyle getirilen kısıtlamalar aşamalı olarak kaldırılırken yazın tatile gidilip gidilemeyeceği tartışılıyor. Badische Zeitung'daki yorumda vatandaşların kafalarının karıştığı belirtiliyor:

“Henüz iki haftadan da kısa bir süre önce çocuk oyun parklarına gitmek çok tehlikeliyken şimdi yakında herkes tatile mi gidecek? Bazı vatandaşlar bunu anlayamıyor. Aynı Markus Söder (Bevyera Eyaleti Başbakanı), önce tüm vatandaşlara seyahat kısıtlaması çağrısı yaparken, şimdi yine kendisi yurt içi  tatil için teşvik primi getiriyor. Bu arada virüs ise hala ortada. Dışişleri Bakanı Heiko Maas, korona krizi nedeniyle yurt dışından çeyrek milyon Alman'ı geri getirmek zorunda kalmıştı, şimdi Akdeniz'de tatil yapmaları için her şeyi deniyor. Açıkçası yöneticilerin virüsten daha çok korktukları bir olgu var: Koronadan bıkan birçok sıradan vatandaş kriz dönemindeki yaşamın katlanılamaz güvensizliğinden kaynaklanan öfkelerini hükümet edenlere yönlerdirmeleri.”

Bavyera Eyalet Başbakanı'nın yurt içi tatile teşvik primi getirecek olması Reutlinger Generalanzeiger'de eleştiriliyor:

“Temkinli olarak Almanya içinde tatile çıkanların sayısı artacak. Bunu Hristiyan Sosyal Birliği'nin (CSU) lideri MarkusSöder devlet kaynaklarını kullanarak teşvik etmek istiyor. Ama teşvik daha çok popülist bir girişim etkisinde. Devlet ekonomiyi canlardırmalı, ama her şey finanse edilemez. İç turizme yönelik yüksek rağbeti de buna dahil etmek uygun olmaz. Muhtaç insanlara ve şirketlere yardım etmek daha anlamlı olacaktır.”

Pforzheimer Zeitung'daki yorumda da yaz tatili ele alınıyor:

“Korona uzun bir süre daha mağlup edilemeyecek. Yurt dışında yapılacak tatiller de büyük ölçüde örneğin İtalya veya İspanya gibi tatil merkezlerindeki akut enfeksiyon durumuna bağlı olacak. Bu nedenle, Dışişleri Bakanlığının Haziran ortasından itibaren vatandaşların ellerine seyahat tavsiyeleri verecek olması iyi oldu. Böylece herkes hangi riski almak istediğine ve hangi kısıtlamalara hazır olduğuna kendisi karar verecek. En azından bir husus kesin gibi görünüyor; Bu yıl yaz tatili tamamen suya düşmeyecek. Bu da korona zamanında kesinlikle iyi bir haber.”

Kaynak;Deutsche Welle Türkçe