Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen’in Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüşmesinde ayakta kalması üzerine “Protokol konusunda Türkiye’ye yönelik son derece haksız ithamlar da var, gerek kadına verdiğimiz önem çerçevesinde gerekse başka alanlarda” dedi.

Önceki gün gerçekleşen görüşmede AB Konseyi Başkanı Charles Michel Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yanında otururken von der Leyen ayakta kalmış, ardından yandaki koltukta Çavuşoğlu'nun karşısına oturmuştu.

Çavuşoğlu, “Cumhurbaşkanlığı’ndaki protokolde de AB’nin talepleri karşılanmış, AB’nin talepleri doğrultusunda böyle bir oturma düzeni ayarlanmıştır” diye konuştu.

Türkiye’de yapılan görüşmelerde uygulanan protokolün uluslararası protokol kuralları olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, iki taraftan protokolcülerin görüşme öncesinde bir araya geldiğini ve AB’nin böyle bir talepte bulunduğunu söyledi.

Ankara’da Kuveyt Dışişleri Bakanı ve Kabine İşlerinden Sorumlu Devlet Bakanı Şeyh Ahmed Nasır Muhammed es-Sabah ile görüşmesinin ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Çavuşoğlu, “Türkiye’ye yönelik ithamlar olmasaydı bunu açıklamayacaktık ama en üst düzeyde bunu Türkiye yapmış gibi söylemler var. AB’nin kendi içindeki uygulamalara biz girmek istemiyoruz ama protokol birimlerimiz önceden bir araya geldi, onların talepleri ve telkinleri karşılanmıştır” dedi.

Yusuf Özkan Hollanda'dan aktarıyor:

Belçika ve Hollanda medyasına göre “koltuk krizi” tartışmalarına neden olan ziyaret protokolü, Avrupa Birliği (AB) Türkiye temsilciliği tarafından hazırlandı. AB Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen’in protokol görevlileri, koronavirüs salgını nedeniyle ziyaretten önce Ankara’ya gitmedi.

Bu kadar hassas bir protokol konusu, AB Konseyi Başkanı Charles Michel ile AB Komisyonu Başkanı Von der Leyen’in ekibi arasında önceden ve yeterince tartışılmadı.

AB tarafından oturma düzeni yeterince açık şekilde belirtilmediği için de, Türk protokol görevlileri sadece Michel ve Erdoğan için iki koltuk hazırladı.

Hollanda’da yayımlanan De Telegraaf gazetesi “İki Avrupa kurumu arasındaki rekabet ve gerilim böylece Erdoğan tarafından kolaylıkla sömürüldü” yorumunda bulundu.